Yeşil Beyaz Sevdamız

“Unutmayalım bu takımın sahibi taraftardır, biz görevimizi yerine getirdiğimiz sürece bu takım yıkılmaz.”

Futbol kültür olarak bizden öncekilerin bizlere bıraktığı sportif bir faliyet olup zamanla değişiklik göstererek hayatımıza girmiştir. Gerek sevinçleriyle gerek üzüntüleriyle farklı duygular yaşamamıza sebep olmuştur.

Bizim yeşil beyaz sevdamıza gelecek olursak; Bingöll futbolu kırk- elli yıllık geçmişe sahip olsa da, bizdeki yeri yüz yıllardır var gibidir. 1980’li, 1990’lı 2000’li 2010’lu yıllar olarak ele alırsak; 1980’li yıllar, sporcu ağırlığının yerli olduğu ve Bingöll amatör futbolunun da en parlak olduğu dönemlerdi. Taraftar ise en vefalı ve ateşli taraftar olarak kendini göstermiştir.

1990’lı yıllar, Bingöll futbolu en parlak ve aynı zamanda en kötü yıllarını yaşamıştır. İkinci lige çıkma sevincinin ardından kısa süre sonra kapanmaya kadar gitmiş ve  bu kapanma yedi sekiz yıl sürmüştür. Taraftarların ise birlik ve beraberliğinin en yoğun olduğu dönemdir.

2000’li yıların ilk yedi yılı amatör maçlarla geçerken gelen üçüncü lig başarısı taraftar açısından düşündüğümüzde şanssızlık ve mutluluğun aynı paydada toplanmasına vesile olmuştur.

2010’lu yıllarda kaybedilen ikinci lig finalinin ardından. Kısa süreli başarısızlıklar olsa da mücadeleci bir takım olduğunu bize daima hissettirmiş ve o günlerden bugünlere inişli – çıkışlı grafik çizerek gelmeyi başarmıştır.

Günümüze gelirsek; 12 Bingöl Spor Kulübü bu sezon yeni bir yapılanma içerisine girerek iddialı olduğunu göstermiştir. Sayın Mehmet Engin Özturan başkanlığındaki yönetimin yaptığı transferler göz dolduracak niteliktedir. Kulüp içinde ve dışında yaptığı dokunuşlarla, reklam ve sponsorluk anlaşmalarıyla, daha da önemlisi sosyal platformda yaptıkları işlerle takdiri hakettiklerini düşünüyorum. Ayrıca üreten bir kulüp olma yolunda lisanslı ürün mağazamızın açılması da profesyonel kulüp olma yolunda çaba gösterildiğinin kanıtıdır. Bundan sonra daha güzel hizmetlerinin olacağına inanıyor başarılarının devamını diliyorum.

Gelelim biz taraftara düşen sorumluluğa; futbol her ne kadar sahada oynansa da aslında bir marka oyunudur. Markalaşan kulüplerin daha uzun süre ayakta kaldığı ve başarılı olduğu görülmüştür. Kulüplerde alıştığımız mantalite, yüklü sermayelerle gelen şişme başarılar ve ardından kapanmaya kadar giden başarısızlıklar. Kulüplerin başarılı olma yolunda yapması gereken en önemli unsurlar şöyle sıralanmalı;

  • Taraftarın marka bir kulüp oluşturma sorumluluğu,

-Lisanslı ürünlere yönelme, ve bu tür ticari getirisi olan faliyetlere destek olmak.

-Maçlarda taraftar yoğunluğunun sağlanması.( unutmayalım tirübünleri dolu olan bir takımın marka değeri her zaman yüksek olur. Buna ingiliz ve alman kulüpleri örnek gösterilebilir. Tirübün ahlakını oluşturma kadın-erkek, genç, yaşlı, çocuk, her kesimle küfürsüz bir şekilde tirübünleri doldurma.)

-Yerli esnafların ve şehire mal olmuş firmaların reklam ve sponsorluk yapmaları.

-Sosyal medya kulanımının yüksek olduğu bir dönemde herkesin takımı destekleyen paylaşımlarda bulunulması.

  • Altyapının desteklenmesi.(altyapının profösyonel ekiplerce yönetilmesi)

-Alt yaş guruplarına önem verilmesi önemli unsurların başında gelir çünkü sporcularımızın çokluğu hem şehrin reklamını yapmış olur hem de üst liglerde oynamaları halinde ekonomik getiri sağlamış olur.

-Tesisleşme alanında yeniliklerin yapılması futbolun geleceği açısından önem arz etmektedir. Şu an mevcut stadımızın yıkılarak şehrimize yakışır bir stadın yapılması en büyük temenimizdir.

Unutmayalım bu takımın sahibi taraftardır, biz görevimizi yerine getirdiğimiz sürece bu takım yıkılmaz.

Kalın sağlıcakla.

Turan YILMAZ

Benzer Gönderiler